9 Mart 2015 Pazartesi

AMSTERDAM'DA YEME İÇME REHBERİ

Hollandalıların balık çeşitlerine oldukça düşkün oldukları dünya çapında bilinir. Bir insan boyu büyüklüğünde olan heilbot balığı, kabeljauw (morina balığı) ve schelvis balık çeşitleri Hollanda’nın kuzey kıyılarından tutuluyor. Bu balıkların ızgara, tütsü, fileto, ıspanaklı, domates soslu, sebzeli, tatlı-ekşi soslu gibi pek çok farklı tarif ile servis edildiğini göreceksiniz.

Ringa balığı ise Hollanda’nın hamsisi gibi. Kuzey denizinde oldukça bol ve Hollandalılar tarafından severek tüketiliyor. 


                                        



Marketlerde küçük küçük doğranmış soğanla birlikte paketlenmiş olarak, ya da hardal sosuyla pişirilmiş şekilde cam kavanozda bulabilirsiniz. Çiğ olarak soğana batırılarak bir lokmada yenilen ringa balığı en çok tüketilen balık çeşidi.






Restoran  olarak Lucius’u gönül rahatlığıyla önerebilirim.  Yerli halkın gittiği turistik olmayan bir balıkçı. 




Balık çeşitleri ve kabuklular şahane, fiyatlar uygun.  Deniz kabuklarıyla dolu tepsisi benim gibi deniz mahsulu delisi birini kendini kaybettirecek zenginlikte. 




Café de Jaren çok hoş bir mekân mesela... 

Alışveriş yaparken keyifli bir mola için Espirit Café size iyi gelebilir.
Amsterdam'ın en gözde lokantalarından sayılan "Balthazar's Keuken" özgün ve sıcak atmosferinin yanı sıra, uygun fiyatlarıyla da öne çıkıyor. Üç ana yemeğin fiyatı 24.50 Euro. Bir şişe şarap için ödeyeceğiniz fiyat ise 15 Euro civarında.


Manzano  harika bir tapas bar. Barcelona’dakilerden çok daha iyi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Soğuk ve sıcak olarak baş döndürücü birçok çeşit ve güzel şaraplar eşliğinde kendinize ziyafet çekebilirsiniz.
Fıstığın bol olduğu ülkede bütün çocuklar kahvaltıda fıstık ezmesi yiyerek büyürmüş. Mutfakların baş tacı tabii ki çeşit çeşit balık ve peynirler. Hollanda’nın en ünlü peynirleri olan ve isimlerini üretildikleri kasabaların adlarından alan çeşit çeşit Edam ve Gouda peynirlerinin tadına mutlaka bakın ve bol bol alışveriş yapın.

Şehri dolaşırken ayaküstü atıştırabileceğiniz Hollanda lezzetlerinden biri türlü türlü malzemelerden yapılan, malzemelerin içlerinden taştığı sandviçler. Hollanda peynirli, jambon, kıvırcık ve domatesli sandviçler broodjeslerin en yaygınları arasındadır. Frites (patates kızartması), oldukça lezzetli.
Rijtsttafeller, Hollandalılar’ın bir Endonezya yemeğinden esinlenerek kendileri icat ettiği bir tür pilav. Çeşit çeşit pilav yemekleri arasından seçim yapmakta fazlasıyla zorlanabilirsiniz. Belki de hepsinden azar azar denemek en iyisi olacaktır. Acıya alışkın olmayanlar pilavları denerken bir daha düşünmeli.

Pita ekmeğinin (pideye benzer) içine çeşitli malzemelerin doldurulması ile yapılan falafeller de oldukça lezzetli.  Vejetaryeseniz, Maoz zincir restoranlarında sunulan çeşitli falafelleri deneyebilirsiniz.

Amsterdam’da mutlaka denemeniz gereken bir tat, Fransız stilinden daha kalın olarak yapılan (pannekoeken ) kreplerdir. Kreplerinizi ister çikolata ve çeşitli meyveler ile isterseniz de çeşitli Hollanda peynirleri ile deneyebilirsiniz.




Bitterballen kıyılmış ya da doğranmış dana eti, et suyu, un, tereyağı, maydanoz, tuz ve karabiber ile hazırlanan kızartılmış köfte.  Hardal sosu ve salata ile birlikte servis ediyor. Biranın yanında harika gidiyor.  Krokett(en) köfteler ise bitterballen ile içerik olarak aynı olmakla beraber daha büyük ve parmak şeklinde hazırlanıyor.

Kışın buralardaysanız, erwtensoep’eyi (sosis parçacıklı bezelye çorbası) deneyebilirsiniz. Hutspotlar ise patates, havuç ve soğanın püre hâlinde hazırlanarak et ile servis edildiği geleneksel bir Hollanda yemeği. Lahana ile yapılan stamppotlar da hutspotlara benzer ve genellikle tütsülenmiş sucuk ya da domuz eti ile yapılıyor.

Amsterdam’ı Kasım ve Aralık aylarında ziyaret edecekler ise; un, yağ, süt, yumurta, maya, biraz tuz, kabartma tozu ile hazırlanan hamura kuru üzüm, elma, çeşni ya da narenciye  parçacıklarının da eklenmesiyle yağda kızartılarak hazırlanan oliebol(len) tatlılarını deneyebilir. Oliebol tatlısı genellikle üzerine pudra şekeri serpiştirilerek servis edilir.

Heineken biralarını dünyanın dört bir yanında denemiş olabilirsiniz fakat önemli olan Hollanda’dakilerin tadına bakmak. Hollanda biraları dünyaca ünlü ve Amsterdam’da pek çok bira tadım evi (proeflokaal) bulunuyor. Buralar genellikle sakin ve sohbet etmeye elverişli mekânlar.

Biranın yanı sıra Hollanda cini (likörü) olarak bilinen jenever de geleneksel bir Hollanda içkisidir. Jonge (yeni) ve Oude (eski) olarak iki çeşidi vardır. Bunun içkinin yaşı ile bir ilgisi yoktur; ikisini farklı kılan şey, içkilerin damıtılma yöntemleridir. Jonge keskin bir içki iken oude, biraz daha yumuşak ve içimi kolaydır. Alkol oranı oldukça yüksek olan jenever aynı zamanda meyve aromalı olarak da tüketilebilir.



Bruin cafés kahverengi barlar ise her türlü içecek çeşidini bulabileceğiniz misafirperver mekânlardır. Bu barların duvarları ve dekorasyonu kahverengi ağırlıklıdır ve duvarlarda yıllar boyunca barda tüketilen nikotinin izleri görülür. Oturduğunuz süre boyunca sizi bir şeyler içmeye zorlamayacak, sizi rahatsız etmeyecek bir yer arıyorsanız kahverengi barları deneyebilirsiniz.

Kahve ve kakao da Amsterdam’da önemli bir yer tutar. Gittiğiniz kafe ve barlarda kahve bulmamanız neredeyse imkânsızdır. Sıcak çikolatalar ve kahveler, yanlarında kurabiyeler ile ikram edilir. Sıcak çikolatanızı dilerseniz krema ile veya pofuduk şeker (marsmallow) ile alabilirsiniz.

Amsterdam'ın içki konusundaki notu daha iyi. Heineken birasının memleketi burası zaten. Hatta müzesi bile var. Diğer yerel biraları tatmak istiyorsanız garsonunuzdan çeşitleri anlatmasını isteyin. Ben farklı çeşitlerini denedim, birçoğu güzeldi ama arada bir-iki tane lezzetsiz olan da vardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder